Bir önceki yazımda bahsettiğim ekonomik kriz ile ilgili yapılması gereken yapısal reformların neler olduğunu sizlere genel hatları ile bu yazımda belirtmek isterim.
Aslında yapısal reform kavramı IMF’nin hayatımıza soktuğu, çok geniş, kapsamlı ve hatta üzerine kitaplar yazılan bir konu. Fakat son zamanlarda herkes kendi gündemini, yapısal reform adı altında paketleyip sunuyor.
Bu kavramın her sektörde veya her bilim dalında farklı bir açıklaması olabilir ama özellikle ekonomistlerin kastettiği ülkeye gelecek olan yabancı yatırımcıya güven verecek sistemsel iyileştirmeler yapmak ve onları dışarı kaçırmayacak şekilde bu reformları yürütme ve sürdürme esasına dayalı bir politikadır.
Yani yatırımcı dünyanın herhangi bir ülkesinden kalkıp gelip parasını Ortadoğu sınırındaki bir ülkeye koymadan önce belli garantileri almak, görmek ve bunların değişmeyeceğini bilmek ister. Vatandaş olarak biz de hem daha konforlu bir hayat sürebilir hem de o yabancı yatırımcıyla beraber iş yapabiliriz.
Yapısal reformları şöyle sıralayabiliriz;
1. Merkez bankası bağımsızlığı
2. Yargı bağımsızlığı
3. Kuvvetler ayrılığı
4. Eğitimde bilimsellik
5. Dolaysız vergilendirme sistemi
Aslında yapısal reform, ekonomideki para politikası hariç her şeydir. Burada kast ettiğim yapı gerçek ekonomidir. Yapısal reform bir nevi ekonominin yeniden şekillendirilmesi anlamını taşır.
Ekonomideki yapısal reformlar ağırlıklı olarak cari açığı düşürmek ve hatta cari fazla vermeye dayalıdır. Bu da teknoloji, bilim ve sanayinin gelişmesi ile olur ki ihraç ettiğiniz mal katma değeri düşük bir tekstil ürününden daha öteye gidebilsin. Böylece ülkenin sermayesinin yabancı ülkelere akması önlensin.
Ekonomide aldığınız her karar zaten yeni bir düzene ve şekillenmeye sebep olur. Herhangi bir alınan karar, bir yapısal reformdur. Yapısal reform kavramı her şey anlamına gelecek kadar geniş bir kavramdır. İsteyen istediği ekonomik karara yapısal reform adını verebilir. Bununla ilgili hiçbir sınırlama yoktur.
Örnek olarak tekstil sektörüne teşvik verilmesi, otomotivde vergilerin arttırılması, teknoloji konusunda yatırım yapılması birer yapısal reformdur. Bu kararların tam tersi de, tekstil sektöründeki teşviklerin kaldırması, otomotivde vergilerin azaltılması, teknoloji konusundaki yatırımların durdurulması da yapısal reformdur.
Özet olarak yapısal reformlar aslında tüm milletin yapılması gerektiğine inandığı ama nasıl olacağını ve nasıl yapılacağını bilmediği düzenlemelerdir. Kapsamlı bir reformun ülkemizde uygulanması ve sürdürülebilir olması oldukça zor. Gereken fedakârlıkları yapmaya ise istekli miyiz? Bu da ayrı bir soru işareti.
Her ne kadar zor gibi gözükse de enseyi çok fazla karartmadan, gerekirse belli bir dönem acı reçete ile her alanda liyakat ve fırsat eşitliği esasları ile yapılacak yeni düzenlemelere hazırlıklı olmalıyız.