Ne yazık ki, ülkemiz 6 Şubat 2023 sabahı büyük bir deprem felaketi haberi ile uyandı.

Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğine rağmen, yıllar boyunca gerekli denetimlerin yapılmaması, yapıların inşaat ruhsatının ve projelerinin bulunmaması veya mevzuata aykırı olması, gerekli güçlendirmelerin yapılmaması, yapı statiğini zayıflatan mevzuata aykırı tadilatların yapılması gibi pek çok sebebe dayalı olarak deprem, 11 ilimizde yıkımlara, ağır hasarlara ve en önemlisi can kayıplarına sebebiyet verdi.

Yaşanan bu büyük felaketin ardından, depremden etkilenen yurttaşlarımızı, öncelikle cezai yönden hangi hukuki yollara, nasıl başvurmaları gerektiği hususunda bilgilendirmek çok büyük bir önem arz etmektedir.

Cezai Bakımdan Sorumlu Kişilere Karşı Adli Süreç Nasıl Başlatılacak?

Deprem neticesinde meydana gelen ölüm ve yaralanma vakalarından cezai bakımdan sorumlulukları bulunan başlıca kişileri şu şekilde sayabiliriz; müteahhitler, inşaat sırasında yapıyı mevzuata ve bilime uygun projelendirmekle, inşa etmekle ve yapının projesine uygun yapıldığını denetlemekle yükümlü mühendis, yapı denetçileri gibi teknik görevliler, binalara inşaat ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi veren görevliler ve denetim görevini yerine getirmeyen ilgili belediye ve bakanlık yetkilileri.

Ölüm meydana geldiği durumlarda yukarıda sıraladığımız sorumlu kişilere karşı adli sürecin başlaması için ölenin eşi ve çocuklarının, eğer bunlar yok ise yakınlarının, kolluğa veya suçun işlendiği yerin Cumhuriyet Savcılığı’na suçun soruşturulması için dilekçe vermeleri gerekir.

Eğer deprem nedeniyle başka bir ile taşınılmışsa, dilekçe depremin olduğu il Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmek üzere o il Cumhuriyet Savcılıklarına da verilebilir.

Her halükarda, şikâyet dilekçesi verilmese de savcılık, re’sen soruşturma yapmak ve suç unsuru bulduğu takdirde kamu davası açmak zorundadır. Yaralanma meydana geldiği durumlarda ise, yaralanan kişi suçun işlendiği tarihten itibaren altı (6) ay içinde şikâyet dilekçesini suçun işlendiği yer ya da güvenlik sebebiyle başka bir ile gitmesi hâlinde suçun işlendiği yer Başsavcılığına gönderilmek üzere geçici olarak bulunduğu il Başsavcılığına şikâyet dilekçesini vermesi gerekir.

6 aylık şikâyet süresi hak düşürücü süredir fakat devam eden tedavi süreci sebebiyle söz konusu süre kaçırıldığında dahi suçun, bilinçli taksirle işlendiği belirtilerek şikâyet etme hakkı kullanılabilir.

Ölüm ve yaralanma meydana gelmediği durumlarda ise mala zarar verme, kamu güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması, imar kirliliğine neden olma ve Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca görevi kötüye kullanma suçları gündeme gelecektir.

Mala zarar verme suçu bakımından altı (6) aylık şikâyet etme süresi bulunmakta olup mağdurun bizzat kendisi ya da vekili aracılığıyla o yer Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu dilekçesi vermesi gerekmektedir.

Diğer suçlar ise re’sen savcılık tarafından soruşturulması gereken suçlardandır. Cumhuriyet Savcılıklarının soruşturmaya yer olmadığı veya takipsizlik kararı yani kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiği durumlarda, kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş (15) gün içerisinde ilgili sulh ceza hâkimliğine itiraz edilebilecektir. Bu itiraz üzerine verilen kararlar kesin olmakla birlikte kesinleşen kararlara karşı kararın öğrenilmesinden itibaren otuz (30) gün içinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilecektir.

ÖZETLE...

Bu yazımızda özetle, depremden etkilenen ve mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın cezai yönden sorumlu kişilere karşı başlatmaları gereken adli süreçler üzerinde kısaca durduk. Son olarak, söz konusu süreçlerin başlatılması ve takibi uzmanlık gerektirdiğinden, vatandaşlarımızın hak kaybı yaşamaması ve süreçlerin doğru bir şekilde sonuçlandırılması için hukuki yardım almalarının oldukça önemli olduğunu vurgulamak isterim.