Emre Kırbaş, Bursaspor'daki son gelişmeleri ve Bursaspor satılıyor mu konusunu değerlendirdi.
Son zamanlarda başımıza gelen 2 şey var; Birer birer küme düşmek bir de kongreler.
Kongrelerde hep duyduğumuz 2 söylem var; Bursaspor’un borçlarını biliyoruz ve ödeme planımız hazır.
Kongre sonrası ise başımıza gelen 2 söylem var; Bir enkaz devraldık ve şehri harekete geçirmemiz gerek.
Sinan Bür yönetimi de bu doğrultuda ilerleyerek en azından beni şaşırtmadı. Bugün yaptıkları basın toplantısında anlattıkları ya da anlatmaya çalıştıkları şeyleri biz zaten defalarca dinlemedik mi? Yeni ne anlattınız ki? Emin Adanur da bağış kampanyası yapmıştı. Kendince Recep Günay da. Bu işler böyle mi oluyor yani?
Kısa süreli seçilecekleri için güven ortamını sağlamaya çalışsınlar biraz da can suyu olacak parayı koysunlar yeter diyordum ama “biz yöneticiler olarak az bir katkı koyabildik” cümlesini ben kabul etmiyorum. Recep Günay yönetimi kadar bile katkınız olmayacak mı? diye de sormak istiyorum.
Bursaspor’u yönetmek için samimiyet ve para yetmiyor. Bunun yanında idarecilik vasfı gerekiyor ve sıkı bir muhasebe bilgisi. Samimiyetinizle alakalı kuşkum yok kaldı ki kimsenin kuşkusu yok ama kıstasımız bu değil artık. Yoksa Erkan Körüstan’ın samimiyetini Ali Ay’ın samimiyetini hangimiz inkar edebiliriz.
Bursaspor’un komple bir akla ihtiyacı var. Sinan Bür’ün bahsettiği gibi “futbol aklı” değil komple bir akıl. Ayrıca her basın toplantısında belirttikleri “futbol aklı biz olalım diğerleri parayı versin” söylemi çok itici ve komik. Evet saygıdeğer Bursasporlularsınız ama geçmişinizde futbol ve para idaresini ne kadar yaptınız. Nerede neyi kanıtladınız da Bursaspor’un başına “futbol aklı” olarak geçeceksiniz.
En basitinden şehrimizden bir örnek vereyim. Ekrem Senal bir futbol aklıdır. Çünkü hem parasını hem futbol kulüplerini idare ediyor ve bir şekilde bir yerlere getiriyor. Sevgili yönetimin böyle bir girişimi ya da çabası oldu mu geçmişte? Hayır. Futbol artık kurumsal firmalar gibi yönetilmesi gereken bir endüstri. Yani “biz eski topçularız, bizim aklımız var” söylemleri sadece bizim ülkemizde kalan beylik ve karşılığı olmayan söylemlerdir.
Ülkede futbolun iki problemi var. Birincisi futbolu idare etsin diye başa getirilen paralı adamların futbolu bilmemesi, ikincisi eski futbolcuların tepeden düşme antrenör yapılması.
Basın toplantısı öncesi sosyal medyada dolaşan “kulübün satın alınması” söylemlerine gelecek olursak;
Şirketleşmek ve kulübün bir sahibinin olması tek çıkar yoldur. Şimdilik böyle bir şey yok dense de umarım ilerleyen zamanlarda birileri bunun için kafa yoruyordur. Fakat mevcut durumdaki Bursaspor’u hangi yatırımcı neden alır buna bir cevabım yok. Bu konuda ve her konuda olduğu gibi mesele Bursaspor ise “dağ fare doğurur”.
Mevcut yönetim için de bu geçerli... Maalesef.