Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) yayımladığı son rapora göre, izlenen vahşi yaşamdaki hayvan popülasyonları son 50 yılda yüzde 73 oranında azaldı. Latin Amerika ve Karayipler gibi biyoçeşitlilik açısından zengin bölgelerde kayıp yüzde 95’e ulaştı. Rapor, iklim değişikliği ve doğa tahribatı krizlerinin birlikte ele alınması gerektiğini vurguluyor.
Habitat kaybı başlıca tehdit
Rapora göre en büyük tehdit, gıda sistemimizin neden olduğu habitat kaybı ve bozulması. Bunu aşırı kullanım, istilacı türler ve hastalıklar izliyor. İklim değişikliği özellikle Latin Amerika ve Karayipler’de önemli bir risk oluşturuyor.
WWF Uluslararası Genel Müdürü Kirsten Schuijt, “Bu sadece yaban hayatıyla ilgili değil, insan yaşamını sürdüren temel ekosistemlerle ilgili” dedi. Schuijt, ekosistemler için geri dönüşü olmayan noktaların yaklaştığı konusunda uyardı.
*Sakallı penguenlerin nüfusu 1980 ile 2019 arasında yüzde 61 azaldı
Tatlı su canlıları en çok etkilenen grup
Le Monde’un haberine göre, en büyük düşüş tatlı su türlerinde görüldü. Bunu kara ve deniz omurgalıları izledi. WWF Fransa’dan Yann Laurans, “Okyanusların biyokütlesinin yüzde 40’ını boşalttık” açıklamasını yaptı.
Kıtalar bazında en büyük kayıp yüzde 95 ile Latin Amerika ve Karayipler’de yaşandı. Bunu yüzde 76 ile Afrika, yüzde 60 ile Asya ve Pasifik izledi. Avrupa, Orta Asya ve Kuzey Amerika’da düşüş daha az dramatik oldu.
*Amazon nehir yunusu popülasyonu 1994 ile 2016 arasında yüzde 65 azaldı.
Bazı türlerde iyileşme var
Rapor, bazı vahşi yaşamdaki popülasyonların koruma çabaları ve türlerin yeniden tanıtılması sayesinde istikrar kazandığını veya genişlediğini belirtti. Örneğin Avrupa bizonu, 1927’de doğada yok olmuştu. Ancak 2020’de sayıları 6.800’e ulaştı.
Schuijt, “İyi haber şu ki, henüz geri dönüşü olmayan noktayı geçmedik” dedi. 2022’de imzalanan ve 2030’a kadar gezegenin yüzde 30’unu koruma altına almayı hedefleyen küresel anlaşmaya dikkat çekti.
*Şahin gagalı kaplumbağaların sayısı 1990 ile 2018 arasında yüzde 57 azaldı
Metodoloji tartışması sürüyor
Bazı bilimsel çalışmalar, WWF’nin endeksinde metodolojik yanlılıklar olduğunu ve hayvan nüfusundaki düşüşün abartıldığını öne sürdü. Londra Zooloji Derneği’nden Andrew Terry, “Endeksin sağlamlığından gerçekten eminiz” diyerek bu eleştirilere yanıt verdi.