Gelin Takımı filminin yapımcısı Emre Oskay aylarca süren emeğin ve özenle seçilen detayların karanlık perdede izlenmesinin kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını belirtirken sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gelin Takımı" filminin yapımcısı olarak, aylarca süren emeğimizin ve özenle seçtiğimiz detayların, seyircilerimizin bir kısmı tarafından karanlık perdelerde izlenmek zorunda kalınması elbette beni üzüyor. Filmin atmosferini, renklerini ve görsel anlatımını tam olarak deneyimleyememeleri, benim için de büyük bir hayal kırıklığı.
Bu durumun, ülke ekonomisinin kötüleşmesiyle daha da yaygınlaştığını biliyorum. Sinemaların, projeksiyon cihazlarının lamba ömrünü uzatmak ve enerji maliyetlerinden kısmak amacıyla parlaklığı düşürdüğü bir gerçek. Ancak, bu tasarruf anlayışı, seyirci deneyimini ve filmin görsel bütünlüğünü olumsuz etkiliyor.
Bu sorunun üstesinden gelmek için sinema işletmecilerinin, seyirci memnuniyetini ve film kalitesini öncelik belirlemesi gerektiğine inanıyorum. Daha kaliteli projeksiyon sistemlerine yatırım yapmak, düzenli bakım ve kalibrasyon çalışmalarıyla ideal parlaklık seviyelerini korumak, uzun vadede hem sinema sektörüne hem de izleyicilere fayda sağlayacaktır.
Ayrıca, sinemaseverlerin de bu konuda bilinçlenmesi ve talepkâr olması gerekiyor. Karanlık perdeyle karşılaştıklarında, sinema yönetimine durumu bildirmek ve ideal görüntü kalitesini talep etmek, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.
Unutmayalım ki, sinema kolektif bir deneyimdir ve en iyi şekilde yaşanmayı hak ediyor. "Gelin Takımı" filmini, tüm detaylarıyla ve en iyi görüntü kalitesiyle izleyebilmeniz için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz."
Filmin yönetmeni Doğa Can Anafarta ise yaklaşık 100 kişilik ekibin en iyi görüntü, ses ve duyguyu seyirciye sunmak için elinden geleni yaparken filmin sunulmak istenen kaliteden uzak olmasının moral bozucu olduğunu belirtti:
"Filmi yaparken yaklaşık 100 kişilik bir ekip en iyi görüntü, ses ve duyguyu seyirciye sunmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Sonrasında bir o kadar post prodüksiyon çalışanı film için ter döküyor. Bu kadar emekten sonra filmin sunulmak istenen kaliteden uzak bir halinin seyirciye ulaşması çok moral bozucu tabii ki. Renk olarak düşündüğümüz canlı ve sıcak tonlar karşılığını bulmayınca, bu seyircinin hissiyatına olumsuz etki de edebiliyor. Ben yönetmen olarak hayal ettiğim ürünü birebir ekranda deneyimlemek, seyirci de deneyimlesin isterdim.
Ekonominin kötüye gitmesi mutlaka olumsuz etkiliyordur bu durumu. Sinemaları da anlıyorum; her şey çok pahalı, seyirci azaldı ve şartlar zor. Ama teknik olarak seyirciye doğru olanı sunmanın samimiyetle seyirci sayısında olumlu etki edeceğini düşünüyorum. Zaten sinemacılar ve biz hepimiz aynı gemideyiz ve tekrar sayıların yüksek olduğu , insanların sinema için heyecan duyduğu günlere dönmenin yolunu beraber bulmalıyız."