Av tutkusuyla tanınan iş insanı 85 yaşındaki Ali Haydar Üstay’ın iki farklı adresine düzenlenen operasyon sonucunda ele geçirilenler şoke etti.
Sahte hayvan müzesi açıldığı bilgisi üzerine çalışma başlatan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekipleri yaptıkları tespitler sonucunda iş insanı Ali Haydar Üstay’ın ismine ulaştı. Bunun üzerine Üstay’ın Arnavutköy’deki ‘müzesine’ ve Tarabya’daki evine operasyon düzenlendi. Gözaltına alınan iş insanı emniyete götürüldü.
YAKINLARIMA GÖSTERMEK İÇİN KURDUM
Üstay, 1985 yılından beri avlandığını ve kendisini ‘avcı’ olarak tanıttığını belirtirken, yakınlarına ve arkadaşlarına avlandığı hayvanları göstermek için böyle bir yer hazırladığını söylediği öğrenildi.
NESLİ TÜKENEN HAYVANLARI DA AVLAMIŞ
Yapılan incelemelerde, müzedeki hayvanların bir kısmını CITES Sözleşmesi (Nesli tehlike altındaki türlerin ticaretine ilişkin sözleşme) kapsamında bulunan kutup ayısı, timsah, aslan, çıta, bizon gibi hayvanlar olduğu tespit edildi. 405 tahnit hayvan ele geçirilirken, ekipler yaptıkları incelemelerde, şüphelinin 6 ayrı kıtada 30 ülkede avlandığını, öldürdüğü hayvanları özel uçağıyla kaçak bir şekilde ülkeye soktuğunu saptadı.
ANADOLU KAPLANINI HAKKARİ'DE VURUP ÖLDÜRDÜĞÜ İDDİA EDİLDİ
Ali Haydar Üstay'ın kaçak müzesinde ele geçirilen kutup ayısını avlamak için Kanada’da 2 ay kaldığı, çizgili geyik için 2 hafta ağaçta kaldığı öğrenildi. Öte yandan Üstay'ın Türkiye’deki son Anadolu kaplanını da Hakkari’de vurup öldürdüğü, derisini de sergilediği iddia edildi.
75 MİLYON DEĞERİNDE
Şüphelinin tüm bu hayvanları zevk için öldürdüğü, kurduğu kaçak müzede sergilediği ve müzesinde ele geçirilen hayvan tahnitlerinin piyasa değerinin 75 milyon lira olduğu öğrenildi. Ele geçirilen hayvanlar arasında bizon, kara kurt, vaşak, boz ayı, timsah, aslan, leopar, maymun ve tek parça halinde mamut dişi olması da dikkat çekti.
CANINI ALACAKSIN AMA AHINI ALMAYACAKSIN
Üstay avcılık üzerine verdiği bir söyleşinde, “İnsanlık tarihi Toplayıcılık -Avcılık- Tarım- Sanayi ve içinde yaşadığımız dönemde de bilgi, iletişim çağını yaşıyor. Gerçek bu. Şimdi bir moda çıktı "Et yeme" diyorlar. Bu bir dürtü! Alışkanlık. İnsanoğlunun alışkanlığı bu yönde. İnsanoğlunun temel ihtiyaçları var. Korunma, barınma, üreme... Kendimizi bir anlamda tımar etmemiz lazım. Avlanmadan önce envanter yapmak gerekiyor. Örnek vermek isterim. 100 keçi var, 20 erkek 30 dişi, 50 yavru. 4 tane erkek için avlanma ruhsatı verilebilir... Canını alacaksınız, ama ahını almayacaksınız. Bilinmelidir ki hayvanlar avlanmayla azalmaz, çoğalır. Burada paradoks var. Bu ikilemi anlamak lazım" yorumunda bulunmuştu.
AVCILIĞIN DOZUNU KAÇIRDIĞIMIZ DÖNEMLER
Yine aynı söyleşide, Üstay, ‘müze’ kurduğunu kabul ederek şunları söylüyor; "Avcılığın dozunu kaçırdığımız dönemlerde önce postlarını biriktirmeye başlamıştım. Daha sonra "başını dolduralım da saklayalım" dedik. Son aşamada "neden tamamını doldurtmuyorum ki!" diye kendimi sorguladım. Tabi bu arada "bunları nerede saklayacağım?" sorusuna da bir cevap vermek lazımdı. Durusu Park'ta var olan kuleyi müze haline getirdim. O kuleyi rahmetli Nebil Hayfavi yaptırmıştı. Kendisi Mersinliydi. Ben bu kuleyi ilk gördüğümde gülmüştüm. Sonra sahibi oldum. İnsan temkinli olmalı neyin nasıl olacağını bilemiyoruz. Müzenin geleceği elbette ki beni de düşündürüyor. “
AVCILIĞIN KİTABINI DA YAZMIŞ
Üstay, ‘Türkiye’de Avcılık’ isimli kitabında da, "Bu kitap avcılığın ruhunu, öldürmekte değil, avı takip etmekte bulan avcıya ithaf edilmiştir." diye yazmış. Kitapla ilgili verilen bilgide de,
"Tamamı 24 bölümden oluşan kitap ağırlıklı olarak Türkiye'de bulunan büyük av hayvanlarının tanıtımına ve bunlarla ilgili Ali H. Üstay'ın kendi av anılarına ayrılmış. Tabii avcılığımızın olmazsa olmazı uçar avları da resimleri ve yaşanmış hikayeleri ile birkaç bölüm halinde almış yerini bu kitapta.
Kitabın son bölümü de yazarın bütün dünyada 5 kıtada avladığı 185 değişik cins hayvanın trofelerini sergilediği av müzesinden fotoğraflara ayrılmış.” bilgisi yer alıyor.