Yemen’de faaliyet gösteren Ensarullah Hareketi ya da Husiler, ismini kurucusu olan Hüseyin Bedreddin el-Husi’den almıştır. Husiler, ülke nüfusunun yaklaşık üçte birini oluşturduğu tahmin edilen Şiiliğin Zeydilik koluna mensuptur.

Zeydiler, Yemen’in Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetine girdiği 1538’den 1918’e kadar çeşitli aralıklarla Osmanlılar ile mücadele etti. Osmanlı’nın 1918’de Yemen’den çekilmesinin ardından Zeydiler, 1970’e kadar bölgede hâkimiyetini sürdürdü.

1962-1970 yılları arasında ise kraliyet yanlısı Zeydiler, Mısır ordusu destekli Abdullah es-Sellal liderliğindeki cumhuriyetçilerle savaştı. Savaş, cumhuriyetçiler tarafından kazanılsa da Mısır lideri Cemal Abdünnâsır ordusunun binlerce asker kaybetmesinden hareketle, Kuzey Yemen’deki isyancılara yönelik müdahalesini “Mısır’ın Vietnam’ı” olarak nitelendirdi.

Zeydilerin önde gelen kabilelerinden Husiler ise 1979’daki İran İslam Devrimi’nden etkilenen bir gruptu. Çoğunlukla Amran ve Saada bölgelerinde bulunan Husi kabilesinin önderleri Bedreddin el-Husi ve oğlu Hüseyin el-Husi bir süre İran’da yaşadı.

Salih'e karşı mücadele

1990’ların başında Hüseyin el-Husi liderliğinde kurulan Ensarullah Hareketi, 1990-2012 yılları arasında Yemen Cumhurbaşkanlığı yapan Ali Abdullah Salih’e karşı aktif bir mücadele yürüttü.

2004 yılında Hüseyin el-Husi’nin Yemen ordusu tarafından öldürülmesinin ardından başlayan Husi isyanı çeşitli aralıklarla 2011’e kadar sürmüş, bu tarihte Arap Baharı’nın da etkisiyle geniş katılımlı bir halk isyanına dönüşmüş ve 21 Şubat 2012’de Ali Abdullah Salih’in başkanlığı bırakmasıyla sonuçlandı.

Husi ilerleyişi, Suudilerin savaşa dahli

Salih’in yerine yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi’nin gelmesi ülkedeki ateşi söndürmezken, 2014 Husilerin öncülüğündeki protesto dalgasına güvenlik güçlerinin müdahalesi üzerine çatışmalar başladı. Süreç, Husilerin 21 Eylül 2014’te başkent Sana’yı ele geçirip yönetimi devralmasıyla sonuçlandı.

Yemen’in kuzey komşusu Suudi Arabistan, İran tarafından desteklendiği gerekçesiyle Husilere karşı Mart 2015’te operasyonlara başladı. Bu süreçte Husiler, kısa süreliğine ele geçirdikleri ülkenin güneyindeki ‘başkenti’ olan Aden’den çıkarıldı. Yine de Husiler bu süreçte birçok kez Suudilere ait sınır karakollarına operasyon düzenledi, petrol tesislerini füzeler ve insan hava araçlarıyla hedef aldı.

Kim nereye hakim?

Husiler, başkent Sana ve çevre vilayetleri Zemar, İbb, Reyme, Mahvit ve Amran'ın yanı sıra Sada, Hacce ve Hudeyde vilayetlerinin merkezi ile Beyda ve Cevf'in bir bölümünü elinde bulunduruyor.

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ve Yemen Başkanlık Konseyi, ülkenin güneybatısında Taiz vilayetine bağlı stratejik Babu'l Mendeb ilçesinden Umman sınırına kadar uzanan Arap Denizi kıyısındaki sahil kentlerinin tümünde kontrolü elinde bulunduruyor.

Geçici başkent Aden başta olmak üzere güneydeki Taiz, Ebyen, Lahic, Hadramevt, Mahra vilayetlerini denetiminde tutan bu güçler, ayrıca ülkenin petrol zengini Marib kentinin yanı sıra Cevf'in bir kısmı ile Dali ve Şebve illerini kontrol ediyor.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Aden yönetimine paralel olarak farklı isimler altında eğitip desteklediği Güney Geçiş Konseyi’ne bağlı güçler, ülkenin batı kesiminde Taiz'in sahil ilçelerinden başlayıp güneydeki Aden, Ebyen, Şebve ve Hadramevt'in kıyı bölgelerinde aktif olarak öne çıkıyor.

Yemen'deki çatışmalarda taraflardan biri de El-Kaide. Arap Yarımadası’nın en güçlü yapılanmalarından birine sahip örgüt, ağırlıklı olarak çöl bölgeleri ve bazı sahil kentlerinde etkinliğini sürdürüyor.

Kaynak: Yılmaz Baran Uğur