BAREM’in global ortağı WIN International, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 39 ülkede yaşanan dijital endişenin boyutunu araştırdı. Öyle ki sonuçlara göre insanlar, kişisel bilgilerinin kötüye kullanılmasından ve mahremiyetlerinin ihlal edilmesinden büyük endişe duyuyor. Çoğu kişi sosyal ağların hayatlarını alt üst ettiğini düşünüyor. Yüksek öğrenim düzeyine sahip kişilerde ise bunalım seviyesi daha da yüksek. Özetle araştırma; dijital dünyada bir an evvel sağlıklı bir denge kurmanın gerekliliğini ortaya koyuyor.

Dijitalleşme, huzursuzluk getiriyor

Dijital bağlantılar günlük yaşama giderek daha fazla entegre olurken, gizlilik ve veri güvenliğiyle ilgili endişeler de artıyor. Anket, katılımcıların yüzde 45’inin kişisel bilgileri çevrimiçi olarak paylaşmaktan endişe duyduğunu, ankete katılanların yarısının ise sosyal ağların bunaltıcı hale geldiğine inandığını gösteriyor.

Türkiye’de “Kişisel bilgilerimi dijital olarak paylaşma konusunda endişeliyim” diyenlerin oranı yüzde 58. Sadece yüzde 26’lık bir kısım bu konuda hiçbir endişe duymuyor.

Türkiye’de farkındalık azaldı

Araştırmaya katılanlara “Kişisel bilgilerini bir veri toplayıcısıyla paylaştıktan sonra ne olacağının farkında mısın?” diye soruldu. Yanıtlara göre; küresel olarak veri işleme uygulamaları hakkındaki anlayış önemli bölgesel farklılıklarla nispeten düşük kalmaya devam ediyor.

Türkiye’de ise geçen yıllara göre farkındalık düzeyinde düşüş var. Araştırmaya katılanların yüzde 43’ü, verilerine ne olduğu konusunda bilgi sahibi olduğunu belirtiyor. 2022 yılında ise bu farkındalık düzeyi yüzde 48 idi. Bugün bireylerin yüzde 31’i ise kişisel verilerinin işlenişi konusunda bilgi sahibi değil.

Tinder, 'ulusal güvenlik tehdidi' olarak görülüyor Tinder, 'ulusal güvenlik tehdidi' olarak görülüyor

Yeni teknolojilere mesafe!

Türkiye’de ise “Yeni teknolojiler günlük hayatımı daha iyi organize etmemi sağlıyor” diyerek olumlu duygular belirtenlerin oranı yüzde 32. Katılımcıların yüzde 38’i yeni teknolojileri olumsuz değerlendiriyor.

Sosyal medya herkesi bunaltıyor

Küresel olarak ankete katılanların yarısı, sosyal ağların hayatlarını alt üst ettiğine inanıyor. Bu inanış, cinsiyete ve eğitim düzeyine göre önemli farklılıklar gösteriyor. Kadınların bu konudaki olumsuzluğu ise daha yüksek. Erkeklerin yüzde 48’ine kıyasla kadınların yüzde 52’si sosyal ağlar konusunda olumsuz düşüncede. Bu duygu, yüksek öğrenim görmüş olanlar arasında daha güçlü.

Türkiye de dertli

Türkiye de sosyal ağlar konusunda dertli ülkelerden. Katılımcıların yüzde 62’si sosyal ağların hayatını olumsuz etkilediğini belirtiyor. Olumlu görüş belirtenlerin oranı sadece yüzde 17.

Editör: Haber Merkezi