Enflasyonla birlikte artan fiyatlar, tüketici alışkanlıklarını ve marka sadakatini derinden etkiliyor. Alışverişlerinde sadık kaldıkları markaları tercih etmek isteyen tüketiciler, tasarruf yapmak ve indirim fırsatlarını değerlendirmek için yoğun bir çaba harcıyor. Bütçe planlamaları daha dikkatli yapılırken, alternatif ödeme yöntemleri de bu süreçte devreye giriyor. Ancak sadakati korumak, markalar için her zamankinden daha zorlu bir mücadeleye dönüşüyor.

Enflasyonun günlüklerini tutan Twentify, geliştirdiği yapay zeka platformu Quals.ai ile bu defa enflasyonda “sadakat yolculuğu”nu mercek altına alıyor…

Marka sadakati için

Fiyat artışlarının marka sadakati konusunda tüketiciyi zorladığı aşikar. Belli kategorilerde marka sadakati kalite algısı, memnuniyet, güven ihtiyacı ve alışkanlık gibi faktörler nedeniyle devam ediyor. Tüketiciler bunun için mücadele veriyor. İndirim ve kampanyalar sadakati korumak için tüketicilere fırsatlar verse de marka sadakatini korumak günden güne zorlaşıyor.

İnsanlar sevdikleri, alıştıkları markalara erişim sağlayabilmek için sürekli tasarruf ve planlama derdinde. Bütçe planlamalarını daha dikkatli yapan tüketiciler zaman zaman alternatif ödeme yöntemlerini kullanıyor. Bu eforların tamamı, markalar tarafından karşılık verilmesi gereken zorlu süreçler haline geliyor.

Alternatif marka arayışı

Marka değiştirme bir yolculuk haline geliyor. İnsanlar ortalama 2-3 farklı marka deneyip fiyat-performans dengesini en iyi sunan markayı bulmaya çalışıyor. Özetle marka geçişi bir deneyimleme yolculuğuna dönüyor; bu durumdan hoşlanan, farklı markaları denemekten keyif aldığını söyleyenler bile var.

Yeni marka sadakati

Marka denemeleri sonunda tüketici doğru markayı bulduğuna inandıktan sonra alışma süreci başlıyor. Alışkanlık değiştiğinde ise yeni markaya sadakat filizleniyor. Fiyat ve beklentileri karşılama dengesi sağlanırsa tüketici doğru tercih yaptığına inanarak bu kararından ötürü memnuniyet duymaya başlıyor.

İhanet korkusu

Kullanılmaya yeni başlanan markalara dair tabiri caizse “ihanet korkusu” var. Tüketiciler, geçiş yapılan markaların da yeteri kadar müşteri kazandığında fiyat geçişi yaparak, ambalaj küçülterek ya da kaliteden taviz vererek kendilerini yarı yolda bırakacaklarından endişe ediyor.

Eski markaya dönüş

Mevcut ekonomik durum eşitlik kriterlerini ürünün “iş görmesine” veya “sağlığa zarar vermemesine” kadar indirgiyor. Ekonomik durumun düzelmesi ya da kişisel olarak gelir düzeyinin yükselmesi durumunda eskiye dönüşün mümkün olabileceği belirtiliyor. Özellikle ürün özellikleri ve alışılan kullanım deneyimine dair özlem devam ediyor.

Gelir İdaresi Başkanlığı açıkladı! Süre uzatıldı Gelir İdaresi Başkanlığı açıkladı! Süre uzatıldı

Sonuç olarak…

Markalar arası mücadele her zamandakinden daha da zorlu. Cazgırların, “Altta kaldım diye üzülme, üste çıktım diye sevinme!” sözünü sürekli akılda tutmak gerekiyor. Müşteriyi tutmak, müşterinin marka için verdiği mücadeleden daha azını gerektirmiyor. Sürekli fiyat performans dengesinde kalmak tüketiciyi asla kalitesizlik ya da fırsatçılık gibi konularda şüpheye düşürmemek markalar için sürekli bir efor gerektiriyor.

Kaynak: Marketing Türkiye