Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat günü saat 14.28 sıralarında siyanürlü toprak kaymasının hemen öncesinde işçilerin çektiği ve topraktaki çatlakların göründüğü fotoğraflar ortaya çıktı.
Fotoğraflarda siyanürden arındırılmış liç adı verilen toprakların istiflendiği alanda çatlaklar olduğu ve bir makinanın da çatlaklara saplanarak yana doğru eğildiği görüldü.
Bir işçi, sahadaki çatlakları raporlayan işçinin de göçük altında kaldığını söyledi. Bazı taşeron firmaların tehlikeyi görerek o bölgedeki işçilerini alandan çektiğini söyleyen işçiler, “Ancak Anagold bu konuda yetersiz kaldı, ihmali var, çalışanların hepsini sahadan çekmedi. Kimse bize ‘burayı, her yeri boşaltın’ demedi. Allah bizi muhafaza etti” dedi.
Sahada olan ve güvenlik nedeniyle isimlerinin yazılmamasını isteyen madenciler, olay sırasında tüm alanın terk edilmesi için herhangi bir uyarının yapılmadığını, siren sesinin çalmadığını söyledi.
Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Sekreteri Mert Batur, olaydan hemen önce çekilen fotoğraflara dair şu bilgileri verdi:
“Sabah 10.00 gibi fotoğraflar işçiler tarafından çekiliyor. Risk bildirim sistemi üzerinden şirket yetkililerine gönderiliyor. Bilgi veriliyor. Saha içinde iş makinalarının hareket ettiği yollarda olan çatlaklar bunlar. İşçiler alanın çökeceğini bildiği için tedirgin oluyor. Anagold ve Çiftay dışındaki bazı küçük taşeron firmalar işçilerini çekiyor. Bu firmaların işçilerinin haberi bile olmuyor. Sonra 14.28 gibi olay oluyor.”
Siyanürlü toprağın kaydığı alanın çok yakınında olduğunu dile getiren işçi, arkadaşlarının olay öncesinden çatlakları gördüğünü, fotoğraflarını çekerek üst birimlere ilettiğini belirtti. İşçi, kopma olacağının bilinmesine rağmen personelin sahadan çekilmediğini iddia etti.
Bazı taşeron firmaların tehlikeyi görerek o bölgedeki işçilerini alandan çektiğini söyleyen işçi, “Ancak Anagold bu konuda yetersiz kaldı, ihmali var, çalışanların hepsini sahadan çekmedi. Kimse bize ‘burayı, her yeri boşaltın’ demedi. Allah bizi muhafaza etti” dedi. Konuştuğumuz işçi, kayan yığının maden sahasına doğru akması halinde 500 kişinin hayatını kaybedebileceğini belirtti.
“Dereye aktığını gördüm”
Facianın yaşandığı madende uzun yıllardır çalışan bir işçi, olay esnasında yaşadıklarını, “Büyük bir gürültü koptu. Ne bir alarm çaldı, ne alanın terk edilmesi çağrısı yapıldı. Gürültünün ardından liç alanına doğru kafamı kaldırdığımda liç alanının direkt Sabırlı Deresi’ne doğru koptuğunu ve karşı duvara vurduktan sonra dereye aktığını gördüm. Dehşet verici bir görüntüydü. Herkes kaçıştı. İlk anda yaptığımız tek şey o bölgedeki çalışan arkadaşlarımızın cep telefonlarını aramak oldu. O an korku, sadece korku hissettim” sözleriyle tarif etti.
“Üretim üretim diye diye siyanürü bastılar, en sonunda patladı”
İşçilerin üzerinde şiddetli bir baskı olduğunu vurgulayan madenci, “Şirketin iş güvenliğinden anladığı ekipman bir gözlük, bir maske…Onun dışında bir şey yok… Sahadan çatlakları raporlayan arkadaşımız göçük altında” diye konuştu.
Liç alanında yapılan işlemlerde mühendislik hatasının yapıldığına yönelik bilgiler edindiklerini anlatan madenci, “Üretim üretim diye diye siyanürü bastılar, en sonunda patladı. Bu kaza değil, ihmal” ifadelerini kullandı.
Çoğu kişinin aylık 20 bin liraya çalıştığını öne süren madenci, olaydan sonra şirketin kendilerine konuşmamaları için baskı yaptığını söyledi.
Bu konuda işçilere e-mail atıldığını; dışarıya fotoğraf, video gönderilmemesinin istendiğini vurgulayan işçi, “Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz, baskı ve takip altındayız. İnsanları kendilerine muhtaç ettiler ve insanlar çalışmak zorundalar, onları işleriyle tehdit ediyorlar” dedi.
“Çamur öne kaysaydı 500 kişi toprak altında kalırdı”
Kopan yerin 150- 200 metre aşağısında vardiyada olan, güvenlik nedeniyle adının yazılmasını istemeyen başka bir işçi de farklı yerlerden kamyonlarla getirilen ve siyanür verilen toprağın olduğu liç alanında ihmalin sözkonusu olduğunu öne sürdü.
İşçi, “Sıvılaşan, balçıklaşan çamur sağa ve sola olmak üzere patlıyor. Bir tarafta Sabırlı Deresi, diğer taraf oyulmuş bir alan… Eğer öne doğru patlamış olsa yani öne doğru gelse bugün biz dahil 400-500 kişi, gündüz vardiyasında kaç kişi çalışıyorsa yüzde 90’ı şu an toprak altındaydı” diye konuştu.
“Acil eylem planı yok”
Her gün cevherde patlatmalar yapıldığından dolayı deprem gibi bir titremenin olduğunu ve bu olayı da rutin sarsıntı sandığını anlatan işçi, bulunduğu alandan çıktığında çevredekilerin koşuşturduğunu söyledi.
İşçi, “Panik havası vardı, herkes bir yerlere kaçıyordu. Herkes kargaşa içinde ne olduğunu anlamaya çalıştı. Acil eylem planı yok. ‘Maden sahasını derhal boşaltın’ diye bir bilgi, refleks yoktu. 200 metre ilerisi bile boşaltılmadı. Olay yaşandı ve yaşandıktan sonra haberimiz oldu” dedi.
“Neden güvenli alanlara gitmedik?”
Arkadaşının anlattığı gibi sabah saatlerinde yarıkların fotoğraflandığını dile getiren bir işçi, “Çatlamalar var ve ciddi şekilde rapor ediliyor ve alan kısmen boşaltılıyor. Ama tüm maden boşaltılmadı. Burada büyük bir ihmal var. Neden olay olana kadar bu bu tarz bir tehlikenin varlığından haberimiz yoktu? Neden tüm üretim durmadı ve güvenli alanlara gitmedik? Toprak kayana kadar hiç haberim bile yoktu. Kütle öne gelseydi çalışan kimse kalmayacaktı” diye konuştu.
Kendilerine baskı yapıldığını vurgulayan madenci, 28 Ocak tarihinden sonra bağlı oldukları Türkiye Maden İş Sendikası’ndan istifaların yaşandığını dile getirdi. Sendikanın kendilerine maddi ve iş güvenliği anlamında destek vermediğini savundu.
Anagold’un gerekli önlemlerini almadığını, işçiyi korkutup, tehdit eden yaklaşımda bulunduğunu vurgulayan işçi, eğitim döneminde çalışanların asgari ücret aldığını da hatırlatarak, yönetimin çalışanları baskı altına almak yerine, güvenliğini sağlaması gerektiğinin altını çizdi.