CÜNEYT ALKIŞ / SAYFA16.COM
FOTOĞRAFLAR: SERHAT HALLAÇ
Bursaspor Başkanı Ömer Furkan Banaz ve Teknik Direktör Mustafa Er, basın toplantısıyla önemli açıklamalar yapsa da gelecek planlamasına dair net bir açıklama halen yapılmış değil. Ciddi bir borç yüküyle, yabancı oyuncu da oynatamayacağı, transfer tahtasının açılamama ihtimalinin bulunduğu ve neredeyse hiç gelirin olmadığı bir ligde, Bursaspor’un ne yapacağı, nasıl bir yol izleyeceği halen belirsizliğini koruyor.
Duygusal ve rasyonel pek çok fikrin tartışıldığı Bursa’da, herkes en doğru çıkış yolunu arıyor. Belirsizliğin ve umutsuzluğun hâkim olduğu camiada, daha önce farklı görevlerde bulunmuş önemli isimlere düşüncelerini sorduk. Kısa ve uzun vadede yapılması gerekenlerin olduğunu ve umutsuzluğa düşülmemesi gerektiğini vurgulayan camianın önde gelen isimleri, doğru organizasyon, borcu sürdürülebilir seviyeye çekme ve yaratıcı projelerle bu girdaptan çıkılabileceğine inanıyor.
BURSASPOR, YOLUNA, KENDİ İSMİYLE DEVAM ETMELİ
Bursaspor’un şampiyon olduğu dönemde yönetici olarak görev yapan Avukat Öztürk Yazıcı, Bursaspor’un yoluna kesinlikle kendi ismiyle devam etmesi, FK vs gibi söylemlerin dillendirilmesini bile doğru bulmadığını ifade etti. Öztürk, bu konuda asla ödün verilmemesi gerektiğini belirtirken, umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini, yaratıcı fikir ve projelerle bu işin üstesinden gelinebileceğini de sözlerine ekledi.
Öztürk şöyle devam etti: "Kulübün borçları ödenemez düşüncesi de yanlış bir düşünce. Bursaspor’un şu anki borçlarını güncel olarak inceledim. Bilançoda borç rakamı kabarık gözükebilir ancak uygulamada bu rakamları makul seviyelere çekmek mümkün. Sırf çok borç var diye Bursaspor Kulübü Derneği’nden vazgeçilmesi kabul edilemez. Spor Yasası öncesi şirketleşme bir yöntemdi, çok da dillendirdim. Ancak yeni çıkan Spor Kulüpleri Kanunu’ndan sonra ben bu düşüncemden vazgeçtim. Bu kanunda yer alan birkaç madde bu fikrimi adeta öldürdü diyebilirim.
750 MİLYONLUK ÖNERİ
"Borç olarak belirtilen bu paranın bir kişiden veya 15-20 kişiden çıkması mümkün değil. İş adamlarına yapışıp sürekli para istemek de zaten doğru bir düşünce de değil. Ben kısa vadede yaratıcı fikir ve projelerle bu işten çıkabileceğini düşünüyorum" diyen Yazıcı, fikrini şöyle paylaştı:
“Öztürk Yazıcı veya bir başka iş insanı tek başına bu paraları cebinden çıkarıp veremez. Ama örneğin 25 bin lira verebilir. Bursa olarak bir kampanya yapalım. Bu kampanyada bütün büyüklerimiz, iş dünyamız, sivil toplum kuruluşlarımız, meslek ve akademik odalarımız, siyasi parti temsilcilerimiz ve taraftarımız yer alsın. Statta 40 bin koltuğumuz var. 30 bin tanesine sıra numarası verip 30 bin tane koltuk sertifikası yaratalım. 30 bin tane koltuğu, 5 yıllığına karşılığında kombine tanıtılıp devir hakkı da vererek satalım. Her tribünü farklı fiyata satabiliriz. Herkes bütçesi oranında 5 yıllık koltuğa sahip olur. 30 bin koltuk ortalama 25 bin liradan satılsa 750 milyon lira para yapar. Bursa canlı, taraftarı tutkulu, sanayisi güçlü ve üreten 4 milyonluk bir şehir. Bunu yapabiliriz. Hem de tek bir kişi veya 10-15 kişiye yüklenmemiş, genele yaymış oluruz. Eğer kısa zamanda Süper Lig’e çıkılırsa kampanyaya katılan kişi o koltuğunda 1-2 sene Süper Lig maçı bile izleyebilir. Bu ve bunun gibi proje ve kampanyalarla 2-3 ayda bu işin altında kalkılır, borç makul seviyeye çekilir diye düşünüyorum.”
“TÜM ALACAKLILARLA MASAYA OTURULMALI”
Bursaspor eski Divan Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetim Kurulu Başkanı Yeminli Mali Müşavir Mümin Pekcan da iki önerisiyle camiaya umut verdi.
Öncelikle bütün alacaklılarla masaya oturmak lazım diyen Pekcan şöyle devam etti: “Şehrin otoriteleri öncülüğünde alacaklı olan yöneticisinden, futbolcusuna, menajerinden, bankalara kadar tüm paydaşlarla bir araya gelip anlaşma yapılmalı. Kendilerine durum izah edilip bu şartlarda ödeme yapılamayacağını, üst liglere çıkana kadar alacaklarını ötelemelerini ve bunu da fedakârlık yaparak yapılandırmalarını anlatmalı ve istemeliyiz. İlk olarak böyle bir çıkış yolu aranmalı.
GİDER KALEMLERİ AYRI KURUMLARA BÖLÜNMELİ
İkinci bir yoldan da bahseden Pekcan, “Gider kalemlerinin iş dünyasına paylaştırılıp gönüllülük esasıyla herkesin bütçesi oranında giderleri karşılaması da bir başka yöntem olabilir.. Kulübün pek çok gider kalemi var. Sadece cari giderleri yönetmek için gider kalemleri çeşitlendirilerek 100-150 kişi ve kuruma bölünebilir. Örneğin bazı kişi ve kurumlar futbolcu sponsoru olur parasını öder, diğeri kulübün ve oyuncuların araba ihtiyacını karşılar, kimisi oturaağı evin giderini halleder, bir başkası elektrik su doğalgaz giderini karşılar, bir diğeri gıdayı kaşılar, ötekisi konaklamayı üstlenir vs. Böylece yardım etmek isteyen gönüllü kişi ve kurumlar da en azından parasının nereye gittiğini daha somut bir şekilde görür. Hem şahıslar hem de kurumlar için bu mümkün bir yol. Bunlarla ilgili güzel lansmanlar yapılıp bu projeye katılan firmalar da onore edilebilir” dedi.
KONGRE ÜYE YAPISI DEĞİŞMELİ
Pekcan sözlerini şöyle noktaladı: “Bursaspor kongre üyelik yapısının da komple değişmesi gerektiğini düşünüyorum. En ufak sivil toplum örgütlerinin bile yıllık aidatları önemli miktarlardayken Bursaspor gibi bir markanın aidat rakamı bu kadar düşük olmamalı. Kongre üyeliğiyle taraftarlığı birbirine karıştırmamak lazım. Maalesef son dönemde çok cüzi miktarlara toplu üyelikler oldu, blok oylar oluştu ve anlamsız seçimler yaptık. Bu durumda olmamızın bir başkası sebebi de bu."
ZİRVEDEN DİBE GELİNEN SÜREÇ İYİ İNCELENMELİ
2005-2010 dönemlerinde Bursaspor Kulüp Avukatı olan ve şimdilerde Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği'nin (BUİKAD) Başkanlığını yapan spor hukukçusu Av. Oya Eroğlu da Bursaspor’un çok kısa bir sürede zirveden dibe gelinen süreci iyi irdelemek gerektiğini söyledi. Eroğlu şöyle konuştu: “Öncelikle Bursaspor’un 12 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede Süper Lig’in zirvesinden iki lig aşağıya düşmesi çok üzücü, bir o kadar da irdelenmesi gereken ciddi bir durum. Burada öncelikle durum tespitinin doğru yapılması gerekir. Geç kalınmış gibi görülse de kimin nerede ne hata yaptığına bakmak lazım. Sonrasında öncelikle finansal tablo üzerinde çalışılıp planlama yaparak sportif alana, yani takım oluşumuna yönelmek gerekiyor. Mevcut ekonomik yapının detaylarını bilmemekle beraber konuşulan tablodan yönetimin tek başına çıkması mümkün gözükmüyor.”
Yeni spor yasasıyla birlikte alternatif planların da düşünülebileceğine dikkat çeken Eroğlu: “Yeni spor yasasıyla beraber alternatif planlar masaya koyulabilir. Burada kararı Bursaspor genel kurul üyeleri vermelidir. Belki de 'kulübün geleceği gündemli' geniş katılımlı bir oturum düzenlenip genel kurul üyelerinin görüşleri de alınabilir. Son yıllarda yapılan yönetimsel hatalar maalesef tüm camiayı bağlıyor. Dolayısıyla çözüm için de geniş katılımlı bir yaklaşım lazım” ifadelerini kullandı.
FUTBOL VE FİNANS BİLİRKİŞİLERLE ORGANİZE EDİLMELİ
Bursasporlu Profesyonel Futbolcular Dayanışma Derneği Başkanı ve teknik direktör Ahmet Suphi Evke de, futbol ve finansın bilenler tarafından yönetilmesi gerektiğine dikkat çekti. Evke şunları söyledi: “Futboldaki yapılanmanın, finansın ve futbolun bilirkişileriyle doğru organize edilmesinden geçtiğini her zaman söylüyoruz. Her platformda olduğu gibi bu sıkıntılı dönemde de taşın altına eline koyanlar olarak BBB Başkanımız Alinur Aktaş’la birlikte yönetim yapılanmasını yaptığımız görüşmelerde de bu görüşlerimizi ısrarla ifade ettik. Futbolun, futbolu bilenler tarafından yönetilmesi; finans bölümünün de finansı bilenler tarafından organize edilmesi gerektiğini söyledik. Hatta birkaç kulübü araştırdık, Bayern Münih örneğinin uyarlanabileceğini belirttik. Böyle olunca hangi takım olursa olsun daha doğru ilerleyeceğini, daha kalıcı başarıları ortaya çıkaracağını düşünüyoruz.”
ÖNEMLİ OLAN PARA VE LİG DEĞİL, ORGANİZASYONDUR
Umutlu konuşan Evke sözlerini şöyle noktaladı: “Bursaspor’un çok borcu var evet ama bu ligde şampiyon olabilmek için çok büyük paralar harcamaya gerek yok. Sanayi merkezi olan, yanı sıra tarih, turizm ve tarım kenti olan güçlü bir şehir için bu paraları bulmak, bu takımı tekrar düştüğü yerden kaldırmak çok zor değil. Sadece bir tek sponsorla bile Bursaspor tekrar üst lige çıkar düşüncesindeyim. Önemli olan bu organizasyonu yapacak insanların, finansı ve futbolu bilenlerin kulüp yönetiminde yer alabilmesi. Önemli olan para değil, lig değil; kulüp yapısı ve organizasyondur.