Gazeteci İsmail Saymaz Bursa'da bir dergahta gerçekleşen akılalmaz olayı köşesine taşıdı.

İlgili yazı:

Arifane Derneği Şeyhi Ahmet Şahin Uçar, bir kadın müridine cinsel tacizde bulunduğu suçlamasıyla açılan davada yargılanıyordu.

Mağdur sayısı şimdilik üç…

Ancak sayı artabilir.

Eski polis

Şeyh Ahmet Şahin Uçar’ın hikayesini 15 Temmuz’da köşemde kaleme almıştım.

Uçar, eski bir Özel Harekat polisi.

Bursa’da Arifane İlim Derneği çatısı altında Ticanilik tarikatını yeniden kurdu ve şeyhliğini ilan etti.

Uçar, dergahında her salı halk açık, her cumartesi ise müritlerle özel sohbet yapılıyordu.

Bu sohbetler YouTube’da yayınlanıyordu.

Tarikatın ‘Baciyanlar’ adlı kadın ayağı da vardı.

Tarikat bir süredir Uçar’ın kadın müritlerine sözlü cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla çalkalanıyordu.

Bursa'da yarın bu yollara dikkat! Trafiğe kapatılıyor Bursa'da yarın bu yollara dikkat! Trafiğe kapatılıyor

Tacizden yargılanıyor

İlk olarak H.S.Y., 19 Şubat’ta şikayetçi oldu.

Uçar’ın telefon ve Telagram’dan kendisine ulaştığını iddia edip şöyle devam ediyor:

“‘Hızlıca ilerlemek ister misin? Bunun için bana aşık olacaksın ve her yerde beni hayal edeceksin. Namazda, zikirde ve yatakta bile… Misafirhanede seni kollarıma alacağım ve sana hakikate dair sırlar öğreteceğim.”

Bu şikayet üzerine Uçar’a cinsel tacizden dava açıldı.

‘Bana sevgilim demelisin’

Bu dava açılmışken…

Yurt dışında yaşayan T. şikayetçi oldu.

T.G., Uçar’la telefonda görüştüklerini belirterek, şu iddialarda bulundu:

“Hipnoz teknikleri kullanarak, irşad ediyorum görüntüsü altında cinsellik içerikli konuşmalarda bulundu. ‘Aşk dediğin şey önce mürşidine olacak. Sonra resule, daha sonra Allaha’ diyerek kandırdı. ‘Samimi isen rehberine teslim olursun’ dedi. Açık seçik resimler istedi. ‘Yapmazsan mertebe düşeceksin’ dedi. ‘Video at’ dedi. ‘Bana sevgilim, Ahmedim demelisin’ dedi. Kabul etmeyeceğimi söyledim. Çok kızdı. ‘Toparlan, demlen, sonra konuşuruz’ dedi.”

‘Bana soyun, gel’

T.G., şeyh Uçar’la yaptığını iddia ettiği kimi görüşmelerin ses kayıtlarını savcılığa sundu.

Bir kayıtta, aralarında şu konuşma geçiyor:

Uçar: Belki utanıyorsun, sıkılıyorsun. Belki ahlaki yapın… Ben de diyorum ki, burası değişim yeri. Bana tamamen şeffaf, açık olman lazım ki, teşbihen yaptığım sözleri iyi anla, yanıma geldiğinde çırılçıplak geleceksin. Soyun. Bana üstünde elbiseyle gelme. Üstünde elbise olursa beni anlayamazsın. Çırılçıplak olmazsan sevişemeyiz. Sevişme nasıl yapılır? İki kişi de çırılçıplak olarak yapılır değil mi? Anlıyor musun beni?

T.G.: Anlıyorum. Teşbih yapıyorsun.

Uçar: Beni iyi anla. O zaman “Senin istediğin gibi geldim, çırılçıplak…” (de.) Soyun. Soyunduğunu göreyim. Bana ispat et. ‘Bak, elbiselerim yok’ de. ‘Soyundum işte’ de. Gönlündekini ortaya koyduğun zaman soyunduğunu anlarım.

T.G.: Bunları hangi dille söyleyeceğim peki?

Uçar: Normal, zahir dille söyle, açık açık.

Uçar, ikinci kayıtta ise T.G.’ye şunları söylüyor:

“Düşün ki birlikteyiz. Yalnız başımıza ortamdayız. Sen benimle bu birlikteliği yaşamak biter misin? Yoksa ‘Böyle şeyler yaşamam’ deyip…”

Ve tutuklandı

T.’nin yanı sıra Ç. adlı bir müride daha şikayetçi oldu.

Birgün’den Timur Soykan’ın önceki gün görüştüğü ‘Ç.’nin suç duyurusu da dosyaya girdi.

Cuma günü Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağrılan Uçar’a iki kadının iddiaları soruldu. Uçar, cinsel saldırı suçundan tutuklanarak, Bursa Cezaevi’ne gönderildi.

Mağdur sayısının artması bekleniyor.

T., bana yaptığı açıklamada “Çok mutlu oldum. Adalet inşallah yerini bulacak” diyor.

Uçar’ın avukatı, savcılıkta kendilerine ses kayıtlarının dinletilmediğini, yalnızca dökümlerinin okutulduğunu ifade ediyor. Müvekkilinin “Ben kimseyi aramadım, onlar beni aradı. Aramızda böyle bir görüşme olmadı” şeklinde beyanda bulunduğunu anlatıyor. Şikayetçi kadınların birbirleriyle bağlantı içerisinde hareket ettiğini ileri sürüyor.

Kaynak: İsmail Saymaz