(MERYEM TORUN)
Kot pantolonu yırtmak ne modaydı ne de lükstü. Ağır bir işte çalışırken sürekli bu pantolonu giyince, haliyle yırtılıyordu. Ancak yırtıklara çözüm bulmanın yolu yeni bir pantolon satın almaktan değil, hasarlı ya da yırtık bölümleri zımpara yaparak ya da yamalayarak giyilebilir hale getirmekten geçiyordu.
Günümüzde geldiğimiz noktada ise kot kumaştan tasarlanan türlü giysiler hemen herkesin dolabında yer alıyor. Ancak onları eskiterek ya da fazla kullanarak yırtmıyor, direkt olarak yırtık bir vaziyette satın alıyoruz. Peki bu duruma nasıl gelindi?
Yırtık kotun günümüzdeki popülaritesinden öncesine baktığımızda karşımıza 1970'li yıllarda ifade özgürlüğü merkezinde harekete geçen punk kültürünü görüyoruz. Bu kimselerin isyanlarını dile getirebilmeleri yolundaki sembollerden biri giydikleri yırtık kotlardı. Günümüzde ise bu isyanın yerini modanın kandırmacası aldı.
Moda, dışarı sarkan ipler, tıraşlanmış pantolon dizleriyle insanlara özgürlük, isyan gibi bastırdıkları duyguları, tarz yoluyla hissettirmeyi vaad ederken, onları esas tutsak eden şeyi, 'cepleri' boşaltmayı da ihmal etmiyor.