Netflix'te izleyici ile buluşan Kar Kardeşliği, 1972 yılında Güney Amerika'da And Dağları'nda düşen bir uçağın yolcularının gerçek hikayesine dayanan bir hayatta kalma filmi.

J.A. Boyena'nın "Kar Kardeşliği (Society of the Snow)" filmi, 1972 And Dağları'ndaki uçak kazası ve ardından hayatta kalan yolcuların 72 gün boyunca yaşadıklarını anlatıyor. Film tamamen Güney Amerikalı oyunculardan oluşan bir kadroya sahip ve birçoğu ilk uzun metrajlı filmini yapmış. Film, 4 Ocak 2024'te Netflix'te gösterime girdi ve kısa sürede platformun en popüler filmlerinden biri haline geldi.

1972 And Dağları Kazası Nedir?

12 Ekim 1972 tarihinde Uruguay’ın Montevideo şehrindeki Stella Maris Koleji’nin Old Christians isimli Rugby takımı, Şili’nin Santiago şehrinde yapacakları karşılaşma için Uruguay Hava Kuvvetleri tarafından tahsis edilen uçakla karşılaşmaya götürülüyordu.

12 Ekim 1972 tarihinde, Uruguay Hava Kuvvetleri’nin sporcular için tahsis ettiği uçak Carrasco Havalimanı’ndan kalkışını gerçekleştirmişti. Şili’nin Santiago şehrine giden rota Güney Amerika'nın bütün batı kıyısı boyunca uzanan dünyanın en uzun sıradağlar zinciri And Dağları üzerinden geçiyordu. Aylardan Ekim’di ve And Dağlarının fırtınalı havası o gün uçuş için elverişli değildi. Uçak, geceyi geçirmek için Arjantin’in Mendoza şehrine indi. Bir gün sonra, 13 Ekim 1972 günü Santiago için tekrar havalanan uçak, bu kez And Dağları üzerinden geçen rotasına oturmuş, dağ geçitleri arasından süzülerek Santiago’ya doğru gidiyordu. Yine de her şey olması gerektiği gibi değildi. Uçak kalın bir bulut tabakası üzerindeydi ve pilotların aşağıda ne olduğuna dair görsel referansları yoktu. Ufak bir hesap hatası ölümcül olabilirdi. Öyle de oldu.

Santiago için alçalma başlatmaya hazırlanan pilotlar, hava trafik kontrolörlerine Curico kenti üzerinde olduklarını rapor eder. Ancak o sırada henüz And Dağları’nın sarp tepeleri üzerinde uçuşlarına devam etmektedirler. Pilotlar, bulutların altında bir şehir olduğunu düşünürken aslında yüksek tepelerin olduğunu fark ettiklerinde artık her şey için çok geç olacaktır. Şehir üzerinde olduklarını rapor ederek alçalma izni alan pilotlar, bulut altına indiklerinde And dağlarının isimsiz bir tepesi ile karşılaşır. İnsanlık tarihine damga vuracak bir uçak kazası yaşanmıştır.

Uçakta bulunan 45 kişinin, pilotlar da dahil olmak üzere 12’si kaza anında hayatını kaybetmiştir. 5 kişi ancak ertesi sabaha kadar dayanabilmiş ve 1 kişi de kazadan 8 gün sonra ağır yaralarına yenik düşmüştür. Geriye kalan 27 kişi için ise son derece dramatik ve korkunç bir hayatta kalma mücadelesi başlamıştır.

Ekim ayının ortasında, And Dağlarının 3200 rakımlı bir tepesinde taş ve kardan başka hiçbir şey yoktur. Etraflarında bir uçak enkazı ve onlarca ceset olan 27 kişi çaresizce yardım beklemeye başlar. Bu sırada uçakta var olan sandviçler ve bazı yolcuların valizlerinde taşıdıkları gıda maddeleri ile hayatta kalırlar. Uçağın yalıtım malzemeleri ise soğuktan korunmak için kullanılır. Uçakta bulunan bir radyo ile frekans bulmayı başarırlar ve kendileriyle ilgili haberleri takip etmeye başlarlar. Şili, Arjantin, Uruguay… Üç ülke arama çalışması başlatmıştır. Ancak karla kaplı dağlarda, beyaz bir uçak enkazını bulmak hiç de kolay olmayacaktır. 8. günün sonunda arama çalışmaları sona erer. Hayatta kalanlar, arama çalışmalarının sona erdiğini radyodan naklen dinlemiştir.

Zorlu yaşam koşulları altında hayatta kalmak her geçen gün daha imkansız hale geliyordu. Kazadan 16 gün sonra, 29 Ekim gecesi düşen çığ, hayatta kalan 8 kişinin ölmesine sebep olmuştu. Geriye kalanlar, artık kurtuluşun sadece kendi çabaları ile mümkün olduğunu biliyordu. Hayatta kalanlar, birçoğu arkadaşı hatta aile üyeleri olan hayatını kaybedenlerin cesetlerini yemek zorunda kalmıştı. İlk etapta bu fikre kimse sıcak bakmasa da, hayatta kalmak için bunu yapmak zorunda olduklarına ikna olmuşlardı.

Altın Portakal Ödülleri Verildi. Evcilik ve Mukadderat öne çıktı Altın Portakal Ödülleri Verildi. Evcilik ve Mukadderat öne çıktı

Kazanın üzerinden 2 ay geçtikten sonra hayatta kalanlar arasından üç kişi, Nando Parrado, Roberto Canessa ve Antonio Vizintin yardım bulmak için yola çıktılar. Önlerinde aşmaları gereken bir tepe vardı. Üç günlük tırmanış ardından Parrado ve Canessa, Vizintin’e kaza mahaline geri dönmesini söyledi.

Parrado ve Canessa birkaç günlük yürüyüşün sonunda kar çizgisinin bitimine ulaştı. Dokuzuncu gece dinlenmek için durakladılar. Parrado ateş yakmak için çalı çırpı toplarken Canessa’nın dikkatini, nehrin öte yakasında at üzerinde bir adama benzer bir karaltı çekti ve Parrado’ya nehrin kenarına inmesi için bağırdı. Önce Canessa’nın hayal gördüğünü sanmışlardı ancak sonunda üç atlıyı gördüler. Aralarındaki nehre rağmen Nando ve Canessa durumlarını adamlara anlatmaya çalıştılar. Atlılar bir taşa kâğıt ve kalem bağlayarak delikanlılara attılar. Parrado uçak kazası hakkında bir not yazarak taşı onlara geri attı.

s-877812837fe8d260bb0bf88d0e1e5ebb789c88c8

Catalan, at üzerinde çok uzun bir yol katederek yardım aramaya gitti ve sonunda helikopterlerle bir kurtarma ekibi geldi. Nando helikopterlerle birlikte dağlara, diğer hayatta kalanların yerini göstermek için geri döndü. 13 Ekim Uruguay Hava Kuvvetleri Uçuş 571 kazasından sağ kurtulanların olduğu haberi uluslararası basına da sızdığından yöre gazeteci akınına uğradı. 22 ve 23 Aralık günü hayatta kalan 16 kişi kurtarıldı.

1024px-Crash_site*Kaza yerindeki anı alanı Şubat 2006

Kaynak: Kerem Gök ve Vikipedia

Editör: Cüneyt ALKIŞ